Vahdedi Vücut ve Evrenin Çekim Yasaları Üzerinden Bir Sanat Yolculuğu
Bilal Hakan Karakaya tarafından hazırlanan bu eser, maddenin en küçük parçacıklarının bir araya gelerek evrensel bir bütünlüğü nasıl oluşturduğunu araştırıyor. Vahdedi Vücut felsefesinin derinliklerinden ilham alarak, evrenin varoluşunu anlamaya yönelik bir bakış açısı sunuyor. Her bir granül, bu felsefenin birer yansıması olarak bir bütünü oluşturma çabasındaki mikroskobik birim olarak ele alınıyor.
Bu eserde çekim yasaları da önemli bir yer tutuyor. Tıpkı evrenin kozmik düzende var oluşunu sürdüren çekim kuvvetleri gibi, sanatsal ifade de bu görünmez bağlar aracılığıyla parçaları bir araya getiriyor. Granüller ve çelik bilyeler arasında kurulan bu ilişki, yapay zeka ile şekillenen bir süreç ile yönlendiriliyor. Yapay zeka, bu noktada sanatın ve bilimin buluştuğu bir platform olarak, bilinç ve bilinçsizliği birleştirerek yeni bir yaratım süreci ortaya çıkarıyor.
Bu eserin ana teması, evrendeki tüm varlıkların bir çekim merkezine doğru olan eğilimini, hem fiziksel hem de metafiziksel bir bakış açısıyla ele almak. Her parça, bir diğerine olan cazibesi ile bütüne anlam katarken, izleyiciyi de bu kozmik dansın bir parçası olmaya davet ediyor.
Simurg Arayış
Granüller kullanılarak oluşturulan güvercin heykelleri, hem bireysel hem de evrensel bir anlam taşıyor. Her bir güvercin, Vahdedi Vücut felsefesinden ilham alarak maddenin birliğini ve her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğunu simgeliyor. Bu güvercinler, özgürlüğü ve sadakati temsil ederken, granüllerle oluşturulan bedenleri, tıpkı kozmik parçacıkların birbirini çekerek bir bütünü oluşturması gibi bir araya geliyor.
Güvercinlerin bu sembolik yapısı, Simurg mitolojisi ile de güçlü bir bağlantı kuruyor. Simurg, varoluşun gizemine ve bilgiye ulaşmak için yapılan uzun ve zorlu yolculuğun sembolüdür. Efsaneye göre, tüm kuşlar Simurg'u bulmak için bir yolculuğa çıkarlar, ancak bu yolculuğun sonunda aslında Simurg’un her birinin içinde olduğunu fark ederler. Güvercinler, bu yolculuğun bir parçası olarak, hem bireysel kimliklerini hem de evrensel birliği temsil eder.
Her bir güvercin heykeli, Simurg’un varoluşsal arayışını yansıtırken, granüllerle oluşturulmuş bedenleri, evrendeki tüm varlıkların bir araya gelerek oluşturduğu büyük bütünün bir parçası olduğumuz gerçeğine işaret ediyor. Simurg ve güvercin arasındaki bu metaforik bağlantı, izleyiciyi de kendi içsel yolculuğuna çıkmaya ve birliğin gücünü keşfetmeye davet ediyor.
Sanat danışmanlığını Mezo Digital Art CEO’su Dr.Nabat Garakhanova’nın, sanat asistanlığını Senem Özlü’nün üstlendiği, Varol Topaç tarafından hazırlanan Yaşam adlı eser, sert materyali ile insanın dayanıklılığını, umudu ve dayanışmayı sembolize ediyor. Heykelin ana teması, doğal afetlerin insan yaşamına olan etkisini ve insanlığın bu tür felaketlerle başa çıkma gücünü vurguluyor.
Demir malzeme, dayanıklılığı temsil ederken, heykelin formları çeşitli zorlukları aşma ve ileriye doğru adım atma isteğini simgeliyor. Heykelin tasarımı, hareket ve dinamizmi yansıtan akıcı çizgilerle dikkat çekiyor. Heykelin formu toplumun bir arada olma gücünü ve birlikte çalışmanın önemini temsil ediyor.
Eser 20 günde 10 kişilik iş gücü ile, atık çelik üretim malzemelerinin geri yaklaşık 20.000 demir çelik, kanca ve kuşgözü kullanılarak ileri dönüşüm sanat eseri olarak üretilmiştir.
Contemporary Istanbul Vakfı ve Tosyalı Holding iş birliğinde bir araya gelen farklı prensiplerden 5 sanatçının katıldığı Artist in Residence (Sanatçı Misafir Programı) kapsamında hurda ve atık malzemeler sanat eserlerinde yeniden hayat buldu.
Artist in Residence sanatçıları Chiara de Rocchi, Emrullah Örünklü, Koray Tokdemir, Nermin Ülker ve Songül Girgin’in program kapsamında ileri dönüşüm temasıyla ürettiği eserlerden oluşan seçki, 17-22 Eylül 2022 tarihlerinde 17. Contemporary Istanbul’da sanatseverlerle buluştu.
Program kapsamında Tosyalı Holding’in Osmaniye’deki tesislerini ziyaret eden ve hurdaya ayrılan atık materyaller arasından seçim yapan sanatçılar, Maslak’ta programa özel olarak hazırlanan stüdyoda seçtikleri materyalleri birer sanat eserine dönüştürdüler.
Doğaya saygılı, sürdürülebilir bir yaşam için bir araya gelen 5 sanatçının metali yeni bir anlatım aracına dönüştüreceği projemizin tanıtım filmini izleyebilirsiniz.
Contemporary Istanbul Vakfı Artist in Residence (Sanatçı Misafir Programı) kapsamında bir araya gelen farklı prensiplerden beş sanatçının seçtiği 27 tonluk hurda ve atık malzeme, sanat eserine dönüştürüldü. Tosyalı Holding iş birliğinde gerçekleşen Artist in Residence programına katılan Chiara de Rocchi, Emrullah Örünklü, Koray Tokdemir, Nermin Ülker ve Songül Girgin, İstanbul Maslak'ta programa özel kurulan stüdyoda ileri dönüşüm temasıyla 2022 yılının Mayıs ayında hurdalarla çalışmaya başladı. Her sanatçının pratiğinden öne çıkan eserlerden oluşan seçki 17-22 Eylül 2022 tarihleri arasında Contemporary Istanbul'un 17. edisyonunda Tersane Istanbul'da sergilendi.
Program için sanatçılar Tosyalı Holding’in Osmaniye’deki tesislerini ziyaret ederek üretim alanlarında hurdaya ayrılan atık materyalleri seçti. Fabrikada seçilen hurdalar sanatçılara özel İstanbul Maslak’ta kurulan stüdyoya getirildi.
Doğaya saygılı, sürdürülebilir bir yaşam için bir araya gelen beş sanatçı, ileri dönüşüm pratikleriyle tüketildikten sonra kullanılmayan ve amaçsızlaşan malzemelere hayat verdi.
İletişim Formu
Tosyalı Holding İstanbul Ofis
Adres
Barbaros Mahallesi Sütçü Yolu Caddesi No:72 Ataşehir, İstanbul
Telefon
(0) 216 544 36 00
Faks
(0) 216 544 36 06
E-posta Adresi
web@tosyaliholding.com.tr